23 Ocak 2011 Pazar

"Düşündüren Duygular..."



“6 duygu var ki hayatta, onları kullanarak her şeyi yapabilirsin!” diyor Tanyer Sönmezer.

O bir “danışman”.
İki kitabı ve ilginç fikirleri var.
Ve her konuda bilgisi...
*
“Hayatta 6 duygu var ki, onları kullanarak her şeyi yapabilirsin!” diyor
Tabii çatlıyorum meraktan.
“Nedir onlar?” diye soruyorum.
“Aşk, neşe, merak, öfke, korku, hüzün.”
“Peki ben bu duygularla ne yapabilirim mesela?”
“Bir sürü şey. Ürün satabilirsin mesela...”
“Aaaa! Nasıl olacak o?” diyorum, “İnsanları korkutarak ne satabilirsin ki?”
“Sigorta! Çocuk araba koltuğu! Prezervatif! Organik yiyecekler!”
Duruyorum, düşünüyorum, hak veriyorum.
“Hüznü kullanarak peki?”
“Sana bir Yeni Rakı reklamı izleteyim” diyor, “Hemen bir tek atmak istersin oracıkta, o kadar hüzün veriyor...”
“Öfke?”
“GS şampiyon olduğu zaman Fenerium'larda satış artıyor. Ya da tersi. Rakip takıma öfke bile işe yarıyor!”
“Vay canına!”
Şaşırdığımı görünce, “Zaten bu 6 duyguyu birden yaşattığı için ne olursa olsun kimse Fenerbahçe'yi bırakamıyor” diyor. “Sürekli bir şeyler oluyor. Sürekli bir merak var: Aziz Yıldırım gidecek mi, kalacak mı? Aykut Kocaman gidecek mi, kalacak mı? Guiza gidecek mi, kalacak mı? Ayrıca eğlenceli de Fenerli olmak, üstelik acı da veriyor. En azından ölü balık gibi değilsin, yaşadığını hissediyorsun!”
Tanıdığım bütün Fenerli erkekler gibi tutkulu, bıraksam sabaha kadar Fener anlatacak, konuyu değiştiriyorum.
“Neşe?” diyorum.
“İçkiler mesela. Ya neşeden içeriz ya hüzünden...”
“Aşk?”
“Ooooo, aşk hemen hemen en çok sattıran duygu! Erkekler arabalarına aşkla bağlıdırlar, aşkla alırlar. Bugün i-pad'ini, i-phone'nu kullanan biri, bu aletlere ihtiyaçtan çok onlara aşk duyuyor. Büyük markaların hepsinde bu var. Hangi marka, hangi lider size bu 6 duyguyu birden yaşatıyorsa, vazgeçilmez oluyor...”
*
Birden fark ediyorum ki, biz bu ülkede, bize 6 duyguyu birden yaşatan siyasi liderlerden mahrumuz!
Maşallah öfke, nefret, korku had safhada da...
Neşe, eğlence, merak neredeyse sıfır. Kaşlar çatık, herkes birbirine bağırıyor...
Ben en son Başbakan'ı ne zaman gülerken gördüğümü hatırlamıyorum bile.
Sürekli azarlayan başöğretmen gibi... Ne fena değil mi?

Ayşe Arman

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder